Milli bayramlarımızın, Türk Ulusu’nun uyanması ve emperyalist güçlere başkaldırıp özgürce bir yaşama adım atmasındaki rolü çok büyüktür.
23 Nisan, 19 Mayıs, 30 Ağustos ve 29 Ekim’in öneminin genç kuşaklara eksiksiz aktarılmasında devletimize, sivil toplum örgütlerine, aydınlarımıza, ailelere ve de toplumun tüm kesimlerine büyük görevler düşmektedir.
Ve Türk Milleti’nin milli şuurunu temsil eden bu bayramların tümünün eksiksiz ve halk önünde kutlanması gerektiğini düşünenlerdenim. Milli Bayramlarımızı çeşitli bahanelerle yasaklamak veya kutlanmasını engellemek, bir milletin milli şuurunu şaha kaldırmak demektir.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma Gençlik ve Spor Bayramı ise, bağımsızlığa atılan ilk adımdır.
Çünkü 19 Mayıs 1919 tarihi, Türk Ulusu’nun uyanıp, emperyalizme başkaldırıp, Mustafa Kemal Atatürk’ün “Ya istiklal Ya Ölüm” diyerek ulus egemenliğine dayanan, tam bağımsız bir devlet kurma kararının yaşama geçirildiği büyük gündür. Bu nedenle Türk Milleti için büyük ve önemli bir dönüm noktasıdır.
Geçmişini bilen bir kuşak geleceğe daha kuvvetle sarılır. Bu nedenle Atamız Cumhuriyetimizin savunulması, korunması görevi için 19 Mayıs’ı Türk Gençliğine emanet etmiştir.
“Beni görmek demek, mutlaka yüzümü görmek demek değildir. Benim fikir ve duygularımı anlıyorsanız, hissediyorsanız bu kafidir” diyen Atatürk’ü anlamak, Cumhuriyet’in kurulmasında yaşanan güçlükleri öğrenmek ve 19 Mayısları Atatürk’ün emanetine sahip çıkarak kutlamakla olur.
Çocukluk, gençlik yıllarımda ve çok değil bundan 14- 15 yıl öncesine kadar Milli Bayramlarımız halkın da katılımıyla büyük bir coşku içinde kutlanırdı.
Son yıllarda kutlamalar ya farklı gerekçelerle iptal edilmeye başladı, ya da sadece okul salonları ve bahçelerine indirgenmeye başladı.
Türk halkına milli duygu ve sevgiyi aşılayan bayramların kapalı kapılar ardında kutlanmasını, ben milli değerlerimizin rafa kaldırılması veya unutturulmaya çalışılması olarak algılıyorum.
Bu nedenle tüm Türk halkının başını, evlenme programları, pembe diziler, PC ve televizyonlardan kaldırıp, geleceğimiz olan gençlere milli ve manevi duygularımızı anlatmalarını, korumalarını ve yaşatmalarını öneriyorum. Aksi halde tüm toplumun, çocuklarımızın ve gençlerimizin gelecekte karanlık bir Türkiye’de soluk alma mücadelesi içinde olması da kaçınılmaz olacaktır ve bugünün yeni yetişen minikleri, yarın hepimizin mezarı başında hesap soracaktır.
19 Mayıslara ve Milli değerlerimize dokunanlara, engelleyen ve farklı söylemlerle iptaline çalışanlara karşı, Türk Milleti olarak Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk’ün izinde, Cumhuriyetimizin bekçisi ve şanlı Türk Bayrağımızın gölgesinde olalım.. Özümüze, milli beraberlik ve değerlerimize sonuna kadar sahip çıkalım diyorum..
Sağlıcakla kalın!.