Her ne kadar medyada geçen hafta galip geleceğimize inanıyoruz yönündeki açıklamaları okusak da takımın mevcut durumu özellikle sakatları göz önüne aldığımızda olası bir beraberlik bile bu hafta için şahsım adına başarılı bir sonuç idi.
Ancak maç başladıktan sonra Elazığspor'un tahminimden daha kötü oyunu, Denizlisporlu futbolcuların rakibe göre daha fazla isteği ve inancı bu maça farklı bir gözle bakmama neden oldu. Denizlispor bu maçta etkili iki kanat oyuncusu Kappel ve Ziya'nın eksikliğinden dolayı önceki maçlara göre daha dar alanda bir oyun oynadı ki bence çok doğru bir taktik anlayışı idi.
Bu anlayışın sonucu olarak Elazığspor takımı belki savunmada daha rahat top çevirdi,baskı görmedi oyun kurmayı denedi. Ancak Elazığspor'un orta sahasına uygulanan etkili baskıdan dolayı orta sahasında etkili bir organizasyon yapamadı. Denizlispor orta sahada uyguladığı bu etkili baskı ile kaptığı toplar ile pozisyon bile yakaladı. Kappel , Ziya ikilisine göre Barış, Cihan ikilisi teknik özellik olarak çok farklı. Barış ve Cihan ın Teknik kapasiteleri daha yüksek ama daha yavaş oyuncular. Kappel ya da Ziya maç içerisinde daha çok Yasin in boşalttığı ceza sahası içine çapraz koşular yapar iken , Barış ve Cihan daha ziyade oyun karakterleri gereği ceza sahası dışına orta sahaya yakın bölgeye bu koşuları yaptı. Bu nedenle yandan atılan uzun ortalar ile pozisyon bulma şansımız pek olmadı. Elazığspor un golüne kadar diğer maçlardan farklı olarak Denizlispor un iki bek oyuncusu Kerem Can ve Taşkının hücuma çıkışını pek görmedik.
Daha disiplinli ve çakılı bir oyun anlayışı sergilediler, öncelikli hedef savunma idi. Elazığspor un sağ kanadında görev yapan ve maçın en etkili oyuncusu olan Tom u dikkate aldığınızda özellikle kerem Can ın biraz daha savunmaya dayalı oynaması doğru bir tercih idi. Ancak talihsiz penaltı pozisyonundan sonra Kerem Can hücuma çıkmaya başlayınca bu açığı Tom çok iyi kullandı. Belki bu noktada sol stoper Ömer Alp ile sağ stoper Taha yer değiştirse Tom un etkinliği biraz azaltılabilirdi. Çünkü Tom çok hızlı bir oyuncu ve Ömer Alp ,Tom karşısında Kerem Can ın ileri de kaldığı pozisyonlarda birebirde çok yavaş kaldı.
Ömer’e göre daha hızlı olan Taha nın burada tercih edilmesi daha etkili bir önlem olabilirdi diye düşünüyorum. Futbolcuların oyun tarzlarında ki farklılıklardan dolayı Taşkın’ın da Kereme göre hücum desteğinin yok denecek kadar az olması oyunun daha çok bizim sol tarafımıza yıkılmasına neden oldu. Moritz in sakatlanmasından sonra Yusuf hoca doğru hamleler ile önce Barışı sonra da ikinci yarının sonlarına doğru cihanı orta sahaya kaydırdı. Bu müdahalelerden sonra takım daha kontrollü , ayağa pas oynadı. Elazığspor un bu sene attığı gollerin çoğunluğu duran top organizasyonundan geldi. Duran topta top ön direğe gönderiliyor topu arkaya doğru aşırtarak gol buluyorlar. Benzer tehlikeyi dünkü maçta da gördük. Aynı şekilde kullanılan yan toplar golle sonuçlanmadı ama şanssız penaltıya sebep oldu. Takımımızın yemiş olduğu ikinci ve üçüncü gol tamamen beraberliği yakalama isteği ile alınmış risklerin getirdiği gollerdi. Zaten o andan itibaren ya beraberliği yakalayacaksınız ya da defansınızda bu tarz açıklar vereceksiniz. Ama özellikle üçüncü golde oyuna ikinci yarı giren oyuncu arkadaşlar daha etkili fiziki mücadele gösterseler bu gol yenilmeyebilir , olası bir beraberlik şansımız sürdürülebilirdi.
Maalesef bu anlamda kulübeden gelen oyuncular takıma beklenen katkıyı sağlayamadı. Yusuf Hocanın elindeki kadro sıkıntısının, alternatifinin olmadığının da farkındayım. Dünkü yenilginin sorumlusu olarak da Yasin’i göstermek istemem. Ancak dünkü seyirci desteğine rağmen Yasin de ki psikolojik bitmişlik gözlerden kaçmıyor. Belki Yasin in bir süre dinlendirilmesi hem kendisi hem de takım için daha faydalı olacak.