Bu hafta İzmir Sabancı Kültür Merkezinde gerçekleştirdiğimiz konserde, gerçek anlamda İzmir'de Denizli havasını, Denizli Belediye Konservatuarı olarak estirdiğimizi söylediler.

Konservatuarımızın çok değerli Şef ve Hocası, yıllarca TRT Sanatçılığı yapmış, çok bilindik bestelere de imzalar atmış, aynı zamanda söz yazarı, hani “on parmağında on marifet” denir ya, burada hangi birini anlatayım…

Denizlimiz için de çok büyük şans olan, Selim ÖZTAŞ ve çok değerli eşi, halen İZMİR Radyosu TRT Sanatçısı ve program yapımcısı olarak görev yapan, aslında eşinden pek de kalır yönü olmayan, zarafeti duruşu ve hanımefendiliği ile topluma çok güzel bir örnek olurken, aynı zamanda çok da mütevazi olan, Neşe ÖZTAŞ Hocalarımız sayesinde.

Öncelikle burada bir Denizlili ve konservatuar üyesi kimliğimle bir şeyler paylaşmak istiyorum. Yıl 2009-2010, o dönemde eşim Şamil ÇINAR Denizli belediyesinde Başkan Yardımcısı olarak görev yapmakta ve sorumlu olduğu birimler içinde KÜLTÜR de yer almakta, dolayısı ile konservatuardan da sorumlu.

Ben ise, genel anlamda mümkün olduğunca etkinliklere eşimle birlikte katılmaya gayret ediyor, özellikle Türk Sanat Müziğine çok da büyük ilgi duyduğum için TSM Konserlerini hiç kaçırmıyorum.

Aynı zamanda yeni emekliye ayrıldığım için, ilgimi çeken şeylere de vakit ayırmak istiyorum. Öncelikle Halk Eğitim Müdürlüğünde açılacak olan bir kurs (TSM Eğitimi) ilgimi çekiyor ve adımı yazdırıyorum, talep olursa açabileceklerini söylüyorlar.

Diğer Kurslar başladığı halde bu kurstan bir ses çıkmıyor ve benim tam da “galiba açılamayacak” diye ümidimi kestiğim bir anda, bir telefon alıyorum “Denizli Musiki Derneğinden arıyoruz, TSM Eğitimi kursu MEM İşbirliğinde derneğimizde açılacak” diyorlar.

 

Ben çok seviniyor ve çok büyük istek ve şevk ile DMD'de başlayan kursa devam ediyorum, hocamız gerçekten de çok değerli bir insan, aynı zamanda MEM Güzel Sanatlar Lisesinde öğretmen (Özkan AKGÜL), derslerimiz hafta sonları ve ben adeta koşarak gidiyorum.

Aynı zamanda konservatuar konserlerini de daha dikkatle takıp etmeye özen gösteriyorum, fakat konservatuar konserlerinde derslerde yaşadığım keyfi ve kaliteyi bulamıyor ve naçizane kendimce eleştiriler yapıyorum…

O dönemde konservatuarda şef olarak görev yapan kişinin ayrılması ile Şamil Bey'in bu kadroya acilen birini bulmak adına arayışa girdiğini görüyor ve “Özkan Hoca olamaz mı” diye soruyorum.

Araştırıyorlar ve başkalarından da aynı isim önerilince, Özkan Hocaya teklif götürüyorlar, hocamız bu görevi kabul etse de, bu çalışma maalesef Hocamızın programlarının yoğunluğu yüzünden çok uzun soluklu olamıyor.

Tekrardan bir şef arayışına giriliyor ve Selim ÖZTAŞ ismi üzerinde duruluyor. Şamil Bey bahsettiğinde ben gerçekten de çok heyecanlanıyorum, heyecanımın nedeni ise bizim Özkan Hoca ile hazırladığımız yıl sonu konserine sanatçı olarak Selim ÖZTAŞ ı davet etmiş ve hayatımın ilk konserinde gerçek bir sanatçı ile sahne almanın gururunu yaşamıştım, sanatçı olarak da hayran kalmıştım.

Şamil Bey görüşmek istiyor ve acaba Selim Hoca kabul eder mi, keşke kabul etse, diye düşünürken, burada yıllar öncesine dayanan çok köklü dostlukları olduğunu öğreniyor ve biz ikna ederiz diyorlar, öyle de oluyor…

O gün bu gündür Selim Hocamız Denizli Konservatuarını çok büyük bir özveri ile her hafta İzmir’den gelerek yönetiyor. Bu özveriyi kendisi dışında Değerli Hocamız Neşe ÖZTAŞ Hanımefendi de gösteriyor.

 Önceki yıllarda konservatuarda TSM tek koro iken son yıllarda, Denizli halkı da bu kıyas kabul etmez kaliteyi gördü ve talep de çoğaldı. Sonuç olarak TSM iki koroya çıktı, Hocamızın tabiri ile “koro oğul verdi”…

Bu hafta İzmir Sabancı Kültür Merkezinde gerçekleştirdiğimiz konserde, gerçek anlamda İzmir'de Denizli havasını, Denizli Belediye Konservatuarı olarak estirdiğimiz söyledi.

Bizim için gerçek anlamda yoğun, bir o kadar da yorucu bir gün geçirmiş olsak da, çok güzel bir konser olduğunu, dinleyenlerden öğreniyoruz. Tabii ki bizler de unutulmaz anılar biriktirme fırsatı bulmuş olduk.

Bu vesile ile bizim bir seferde yaşadığımız bu yorucu tempoyu hocalarımızın her hafta yaşadıklarını düşünecek olursak, Denizli'miz için nasıl bir fedakarlık gösterdiklerini çok daha iyi anlamış olduk.

 Özellikle gecenin finali tek kelime ile MUHTEŞEM oldu. Gerçi Neşe Hocam, konser sonrası “İzmir’e imzanızı attınız” dese de, bence gerçekte imzayı atan kişiler; Hocalarımız Selim ve Neşe ÖZTAŞ çifti oldu diye düşünüyorum.

 

Bunu sürekli söylüyorum ve söylemekten de hiç bıkmayacağım. Sözün kısası

Selim ve Neşe ÖZTAŞ Hocalarımız DENİZLİ'MİZ İÇİN ÇOOOOK BÜYÜK BİR ŞANS…

 İYİ Kİ VARSINIZ, İYİ Kİ BİZİMLESİNİZ…

 DENİZLİ SİZİ ÇOOOOK SEVİYOR…

  Zeliyha ÇINAR