Bu yazımda nefes terapisti kimliğim ile bilinçli nefes tekniklerinin strese karşı nasıl bir kalkan olabileceğini ve bu tekniklerin günlük hayatınıza nasıl entegre edilebileceğinizi aktarmaya çalışacağım.
Doğduğumuz andan 2-3 yaşlarına kadar doğru nefes alıyoruz ancak sonraki yaşlarımızda ise modern dediğimiz çağın stresi, telaşı ile başa çıkmak durumunda olmamız nedeniyle kaygı, korku, endişe, stres, travmalar ve birçok nedenle nefes alışımızı değiştiriyoruz.
Akciğerlerin etrafındaki vücut kasları kullanarak hareketini sağlaması bize teknik olarak kapasitesini bu kasları doğru çalıştırmakla olacağını gösteriyor. Özellikle de diyafram kası kullanımını güçlendirmek çok önemli. Sırt, omuz ve karın kaslarını kasarak diyafram kasını da aşağıya ittirdiğinizde akciğer hacimsel alanını arttırırsınız ve bardağı su ile tam doldurmuş gibi olursunuz. Kaslarınızı gevşetip karnınızı içeri doğru çekip diyafram yukarı çıktığında akciğerlerinizi tamamen boşaltıp tekrar yeni havayla dolduracak boş kapasiteye getirirsiniz. Her nefesiniz böyle olduğunda tam kapasite kullanım ile nefes almış olursunuz.
Ayrıca bir konu daha var. Dr Eric Berg vücuda oksijen alımı kadar önemli diğer noktanın vücuttaki karbondioksit üretim miktarı olduğunu ve bu ikisinin dengeli miktarda olması gerektiğini vurguluyor. Hücrelerimizdeki mitokondri oksijeni alır, maddeleri yakar ve karbondioksiti serbest bırakır. Karbondioksit üretiriz ve bitkiler de bunu kullanır ve oksijen üretir. Kandan hücrelere salınan oksijen miktarı ürettiğimiz karbondioksit miktarına bağlıdır. Stresli yaşamımızda ise Bohr etkisi yaşayabiliriz. Yani yeterince karbondioksit salmadan oksijeni nefesle çok almış oluruz. Kişi çok fazla hava tüketmesi nedeniyle karbondioksit eksikliği yaşayabilir. Panik atak durumunda kese kağıdına nefes alıp verme uygulamasının nedeni de karbondioksit miktarını dengelemek ve kişinin rahatlamasını sağlamaktır.
Bir başka bahsedeceğim nokta da stresin ağızdan nefes almamıza sebep olması ve burun kontrolü olmayan havayı solumamızdır. Stresle karbondioksit-oksijen alışveriş dengesini bozup hücrelerin oksijen emilmesine engel oluyoruz. Kalpte sorun çıkarıyor ve yorgunluk, uykusuzluk gibi belirtiler veriyor. Kırmızı kan hücrelerinizde yeterince oksijen oluyor ancak bunu kullanamıyorsunuz. Daha fazla nefes alma ihtiyacı hissediyorsunuz. Burundan nefes almak bu yüzden çok önemlidir ağzınızdan nefes almamalısınız. Her saat yaklaşık 500 lt hava tüketirsiniz. Burun bu havayı nemlendirir, partikülleri ve mikropları filtreler ve hava ısısını vücut ısısına dengeler. Böylece daha kaliteli nefes almış olursunuz ve burundan alırken hava kısıtlamanız olacağından %20 oksijeni daha fazla alırsınız.
Sorunun çözümü için rahat nefes almak çok önemli. Çok yumuşak ve nazik nefesler alın. Diyaframınızdan midenizden nefes almalısınız üst göğsünüzden değil. Yavaşça 5 saniyede nefesinizi alın yine beş saniyede verin. Bunu özellikle gece yatmadan önce yapın. Trafikte araba kullanırken ya da televizyon seyrederken yapın. Kendinizi bu nefese alıştırın. Stres altındayken nefesinizi değiştiriyorsunuz ve bu nefes tekniği ile vücudunuzu stres modundan çıkarabilirsiniz. Sevgiyle ve huzurla kalın sonraki hafta bambaşka konuyla buluşmak dileğiyle…