Bir de Halloween girdi son yıllarda gündemimize. Nereden geliyor, anlamı nedir acaba diye başlamalı elbette. Her sene 31 Ekim’de yapılan kutlamanın Paganizme dayandığı söyleniyor. Dünyadan erken göçmüş, cinayete kurban gitmiş, dünyayla alıp vereceği bitmemiş ruhların bu gecede yeryüzüne gelip insanları lanetlediklerine dair rivayetlere binaen korkunç süslemeler, kılıklarla o niyeyse de kötü olarak tanımlanan ruhlar korkutulmaya çalışılıyormuş. Hatta kılık değiştirilerek de tanınmamak mı maksat. 31 Ekim ise o yılın hasadının son günü olarak tanımlandığı için umduğunu alamayan çiftçilerin bir sene önceki Cadılar Bayramında lanetlendiği düşünülüyormuş. Bu pagan inancının yerini alması için dönemin Papası tarafından Azizler Gününün 1 Kasım’a alınması ve bu tarihin arefesinin de “kutsal akşam” (holy evening) olarak tanımlanması ile de aslında Hristiyanlıkta bile Cadılar Bayramının değiştirilme çabası görülürken insanların bir kıyafet balosu şeklinde haz aldıkları savıyla popüler bir kutlamaya dönüştüğü düşünülebilir.
Ülkemizin özenti kesiminde başlayan kutlamalarda dile getirilen “eğlence için yeaaa” savunusunu ben de kendim için bir eğlence aracı olarak görüyorum. Dünyadan göçüp giden bir ruhun benimle ne alıp veremediği olsun. Olsa olsa hasımları ile olur. Sağlığında beni lanetlese, Allah’a sığındığın kötü dua ve kötü insanların şerri ölü ruhtan mı gelecek? Ya da ruh senin cadı kılığından mı korkacak? Korktuğun zaten cadı, peri değil mi? Kokrtuklarını korktuğunun kılığına girerek korkutmayı düşünmek… Mesela insan böcekten korkar, böcek insandan. Böceği korkutmak için böcek, fareyi korkutmak için fare kılığına girmeye benziyor bu. Deli deliyi görünce sopasını, cadı cadıyı görünce süpürgesini mi saklıyor? Hepsini geçtim hangi farklı dine mensup birini görüyoruz ki “Nasılsa yıl boyu et yiyeceğim. Müslümanların kurban bayramında bir hayvan keseyim, dolabıma koyayım, gelenim gidenimle yiyeyim” diyen bir gayr-ı müslim var mı? Yedi Hintli mesela yatırıp da bir danaya giriyorlar mı? Bu gece berat kandiliymiş, dua edeyim de beratımı alayım diyen bir Budist var mı? Ramazan Bayramında gidip el öpeyim, evime şeker çikolata koyayım diyen Hristiyan? Karıştırma güzel kardeşim. Sekülerizme uyup öz değerlerini, kendi kutsallarını unutma.
Çocuklar çeşitli ürkütücü kılıklarla korkutucu şekilde süslenen evlere gidip kapıyı çalıp “şeker mi şaka mı” diye soruyorlarmış. Eğer şeker vermezse evi yumurta yağmuruna tutmak gibi bir adeti de varmış. Korkarım, bu bizim özenti tayfanın çocukları yüzünden önümüzdeki yıllarda evlerimiz yumurta yağmuruna tutulabilir. Ancak ben, o çocuğu tutup o duvarı, kapıyı temizletirim? Bizim adetlerimizde büyüklere saygı vardır. Mendil içinde para vardır. Hiçbir şey olmasa da o el öpülür, sarılınır, hayırlı bayram dileği sunulur. Arsızlık yapılmaz! Kutlamak isteyen de az ötede kutlasın! Gözümüze gözümüze sokmasın kepazeliğini.
Peki ya size göre ülkemizde kutlanması, şeker mi? Şaka mı? Şakadır şaka!