GÜNÜN İÇİNDEN

“Şiddet Olmasaydı, Doktor Fikret Yaşayacaktı”

Denizli’de hekimler, sağlık personeline yönelik saldırıları protesto etmek için beyaz önlüklerini çıkarıp siyah giydi. Hem hayatını kaybeden meslektaşlarını andı hem de şiddete dikkat çekti.

Abone Ol

Denizli haber - Denizli’de hekimler; 5 yıl önce İstanbul Bahçelievler’de çalıştığı özel hastanede, hastası tarafından vurularak öldürülen Dr. Fikret Hacıosman’ın ölüm yıldönümü olan 2 Ekim’de eylem yaptı. Beyaz önlüklerini çıkaran hekimler, siyah giydi. Hem saldırılarda hayatını kaybeden meslektaşlarını andı hem de sağlık personeline yönelik şiddete dikkat çekmeye çalıştı.

‘HEKİMLERİ KAYBEDİYORUZ’

Denizli Tabip Odası’na bağlı üyeler, Dr. Hacıosman’ın vefatının 5’inci yılı dolayısıyla eylem düzenledi. Siyah elbise giyen Denizli’deki hekimler, bir kez daha ‘Sağlıkta Şiddet’ konusuna dikkat çektiler. Türkiye’de eş zamanlı düzenlenen eylemde basın açıklamasını okuyan Denizli Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Fazıl Necdet Ardıç, Hacıosman’ı saygıyla andıklarını ifade etti. Sağlıkta şiddet son bulana kadar mücadele edeceklerini söyleyen Prof. Dr. Ardın; “Türk Tabipleri Birliği ve Tabip Odaları olarak; 2003’ten beri ülkemizde Sağlıkta Dönüşüm Programı ile had safhaya ulaşan piyasacı; halk sağlığını ve hekimleri/sağlık emekçilerini yok sayan, değersizleştiren sağlık politikalarının şiddeti daha çok artıracağını söyledik.Sağlıkta şiddet nedeniyle 1988’de kaybettiğimiz Dr. Edip Uğurcan Kürklü dışındaki tüm meslektaşlarımızı ne yazık ki yaratılan tüketici sağlık politikalarının hızla bizleri de tükettiği son 20 sene içerisinde kaybettik” diye konuştu.

“SAĞLIK KURUMLARINA SİLAHLA GİRİLMESİN”

Hacıosman’ın ölümünün ardından şiddete karşı etkili önlemler alınması için defalarca çağrı yaptıklarını ifade eden Prof. Dr. Ardıç, “Çağrılarımıza kulak verilmemesi sonucunda her gün ama her gün Türkiye’nin farklı şehirlerinden akıl almaz şiddet olayları duymaya devam ettik. Yürüttüğümüz mücadele sonucunda adım atmak zorunda kalan Sağlık Bakanlığına; önerilerimizin yalnızca bir kısmını alarak çıkarılan yasanın yetersiz olduğunu, sorunun yalnız yasayla da çözülemeyeceğini, toplumsal varoluşumuzu aşındıran, şiddeti körükleyen düşmanlaştırıcı politikalarla sağlık sistemi başta olmak üzere her boyutu kapsayan bütünlüklü bir değişim gerektiğini ilettik. Geldiğimiz noktada, ne gerçekten caydırıcı önlemler alındı ne de çalışma alanlarımızda ve koşullarımızda sağlıkta şiddete karşı düzenlemeler yapıldı. Geçtiğimiz sene, Dr. Ekrem Karakaya’nın ölümünden birkaç ay önce önerdiğimiz, sağlık kurumlarına silahla girilmemesini de içeren yasal düzenlemeler de görmezden gelindi. Sonuçlarını maalesef acıyla yaşadık, yaşıyoruz” ifadelerini kullandı.

“ŞİDDET DİLİ SAĞLIKTA ŞİDDETİ KÖRÜKLEDİ”

Başkan Ardıç, şunları kaydetti: “Bir kez daha vurgulamak isteriz ki; 3-5 dakikaya sığdırılmaya çalışılan muayenelerle verilemeyen sağlık hizmeti, yok sayılan sağlık hakkı, iyileşemeyen hastalıklar, bulunamayan ilaçlar, yapılamayan ameliyatlar, mesleki özerkliğe yönelik müdahaleler, hekimlerin/sağlık emekçilerinin tükenmişliği ve son zamanlarda iyice derinleşen ekonomik zorluklar, toplumun sağlığını bozdu. Toplumda artarak süregelen şiddet iklimi, sağlığımızı bozan, bizi yok sayan, tüketen, değersizleştiren sağlık politikaları, hem bizi hem de halkı geçinememeye sürükleyen ekonomik buhranla birleşince; sağlığın fiziksel, zihinsel, toplumsal bütün bileşenleri de zarar görerek sağlık alanlarında şiddete de zemin oluşturdu. Aynı zamanda ülkeyi yönetenlere kadar uzanan nefret ve şiddet dili de sağlıkta şiddeti körükledi.”

“SAYIN BAKAN, HALEN SUSACAK MISINIZ?”

Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’ya seslenen Prof. Dr. Ardıç; “Sağlık Bakanı’na yeniden sormak istiyoruz. Artık canımıza da kasteden bu sorunlarımıza karşı halen sadece tweet atmakla mı yetineceksiniz? Hekimlerin, sağlık emekçilerinin yaşadıkları sorunlar için tek yapabileceğiniz bu mu? Her ay sayısı katlanarak artan yüzlerce hekim bu kötü koşullar ve gelecek kaygısıyla ülkesini terk ediyor. Neredeyse hepimiz, çalışma yükümüzün yanında bu sağlık sisteminde ruhsal anlamda zorluklarla da karşılaşıyoruz. Daha geçen hafta üç meslektaşımız intihar etti. Yüzlerce sağlık emekçisi her gün şiddet görüyor. Tüm hekimler/sağlık emekçileri geçim derdi ile boğuşuyor. Günde en az 100 sözel ve fiziksel şiddetle karşılaştığımız, hekimlerin yüzde 84'ünün en az bir kere şiddete maruz kaldığı çalışma koşullarındayız. Önceki gün Ankara EAH acil servisine silahla giren bir kişinin ateş etmesi sonucu, bir sağlık çalışanı kıl payı ölümden dönmüştür. Silahla hastaneye bu kadar rahat girip ateş edilmesi, Sağlık Bakanı ve diğer yetkililerin önlem alma konusunda harekete geçmeleri için yeterli değil midir?Sayın Bakan, siz halen susacak mısınız? Sosyal medyadan mesaj göndermekten daha fazlasını yapacak mısınız?” ifadelerini kullandı.

“BİR KİŞİ DAHA EKSİLMEYE SABRIMIZ YOK”

Türk Tabipler Birliği ve tabip odaları olarak sağlıkta artan şiddetin de, toplumda körüklenen şiddet dilinin de karşısında olduklarını söyleyen Başkan Ardıç; “Sağlıkta şiddetle etkin mücadele çağrımızı yineliyoruz. Birileri bizim sesimizi duymadığı gibi, duyulmasını engellemek için elinden geleni yapıyor ama dün olduğu gibi yarın da daha da güçlü bir şekilde ‘emek bizim, söz bizim’ demeye devam edeceğiz. Asla yaşamımıza kasteden bu çalışma koşullarına boyun eğmeyeceğiz, emeğimizin sömürülmesine, geleceğimizin karartılmasına izin vermeyeceğiz. Şimdi, bir kişi daha eksilmeye sabrımız yok. Bir gün daha kaygıyla çalışmak istemiyoruz. Bir kere daha yaşatmak isterken ölmek istemiyoruz. Bu nedenle başlattığımız eylem sürecinde topluma çağrımızdır; sağlıkta yaşadığınız sorunların sorumlusu ne hekimler ne de sağlık çalışanlarıdır. Randevu bulamamanızın, 5 dakikada muayeneye mecbur bırakılmanızın, eczanelerde kalem kalem ödeme yapmanızın, hastanelere ulaşamamanızın ve diğer bütün sorunlarınızın sorumlusu bu sağlık sistemidir. Gelin bu sistemi hep birlikte değiştirelim” dedi.

“YAŞAMAK VE YAŞATMAK İSTİYORUZ!”

Meslektaşlarına da çağrıda bulan Başkan Ardıç; “Ne yaşamlarımızdan, ne de mesleğimizden vazgeçmiyoruz. Bu eylem sürecinde etkili sağlıkta şiddet yasası, güvenli çalışma alanları taleplerimizi yükseltelim.Yaşamı ve yaşatmayı kendine şiar edinmiş bir mesleğin mensupları olarak sağlıkta şiddete karşı her yönüyle mücadelemiz devam edecek.Yaşamak ve yaşatmak istiyoruz” diye konuştu.