Karne vakti geldi yine. Kimi öğrencide sevinç, kimi öğrencide yürek çarpıntısı başladı. Günümüz öğrencileri çok şanslı. Bir zamanlar sınıf geçmek çooook zordu. Onluk sistemde iki almak bile yiğitlik sayılırdı. İşte o dönemlerde ilkokul birinci sınıfta kaldım ben. Karneleri aldık. Arkadaşlarım: Geçtim! Geçtim ! Diye bağırırlarken ben de aynı sevinçle, kaldım! Diye bağırıyordum. Biri acı gerçeği söyleyinceye dek. Meğer kalmak sevindirici değilmiş. Öğrencilik dönemim çok inişli çıkışlı oldu. İlk okul son sınıf öğretmenim babama: “Ceketini sat bu çocuğu okut”. Demiş. Ama ben hayal kırıklığına uğrattım onları. Liseyi beş yılda bitirdim. Asıl başarısızlık lise ikinci sınıfta ilk karneyi aldığım gün ortaya çıktı. On beş dersimiz vardı ve benim on iki –yanlış anlamadınız- evet on iki zayıfım vardı. O zamanlar karne günü çok önemsenirdi. Bütün mahalle merak ederdi karneni. İlk soru “kaç zayıfın var?” olurdu. Dayaklı ve azarlı eğitimin gündemde olduğu zamandı. Hatta komşumuzun oğlu getirdiği zayıflar yüzünden yalnız annesinden değil kız kardeşlerinden de dayak yer ve azar işitirdi. Sözün kısası, on iki zayıf kalem oyunuyla altıya indi. Gene de kıyamet koptu tabi evde. Tatil sonu karne on iki zayıfla iade edildi okul yönetimine de yöneticilerin de bizim kadar akıllı olduğunu düşünememişiz. Acı haber tez vakitte geldi. “Seni Aydın Bey çağırıyor.” Dediler. Aydın ÇELİKKOL müzik öğretmenimizdi ve müdür başyardımcımızdı. Anlayacağınız gibi eli sopalı biriydi. Süklüm püklüm çıktım huzuruna. “Niye oynadın la karneyle?” dedi. Ben : Öğretmenim milli güvenlikçi bile zayıf vermiş, bu karneyi öyle götürsem istikbalim giderdi, babam okuldan alırdı, dedim. Şöyle dikkatlice yüzüme baktı: “Git la!” dedi. Bu görüşme ve konuşma aramızda kaldı. Ne babam, ne arkadaşlarım ne de arkadaşlarım duymadı. Öğretmenim tam büyüklük yapmıştı. Normalde yolumuz disiplin kuruluna düşerdi. Hem ceza alırdık hem de cümle aleme rezil olurduk. Belki ben öğretmenliği o gün öğrendim. Aydın Çelikkol öğretmenimi saygı ve rahmetle anıyorum. Müzik kültürümüzü de ondan aldık.
Bu gün karne günü canı sıkılacak öğrenciler de var veliler de… Aldırmayın, sakın yanlış bir şeyler yapmayın. Oğlunuza, kızınıza korku verip onu yanlış işlere Allah saklasın teşvik etmeyin. Sevgili öğrenciler, siz de yanlış yapmayın. Tek yol okumak değil yaşamda başarı ve mutluluk için. Zorlanırsanız okulu bırakın. Okul başarısı inişli çıkşlı da olabiliyor. Çocuğunuza fırsat tanıyın sevgili anne babalar. Herkesin bir yeteneği vardır. Asıl olan o yeteneği ortaya çıkarıp başarıyı yakalayabilmektedir.
Lise ikinci sınıfta kalmadığımı söylemiş miydim? Demek ümitsizliğe kapılmayacağız.
Bu gün karne günü canınızı sıkmayın sevgili öğrenciler ve anne-babalar. Siz bir ailesiniz birlikte güzel güzel konuşarak çözemeyeceğiniz sorun yoktur.
Güzel bir tatil diliyorum sevgili öğrencilere.
Hoşça kalın dostça kalın.