CEO (Chief Executive Officer - Baş İşletme Mesulü) bir orkestra şefidir.

Şef kimin neye yarayacağını bilir, zurnacıya davul çaldırmaz.

 Ofisi üstte gök kubbe, altta yerküredir ve 24 saat vazife yapar.

Elbette kızar sinirlenir ama herkesi güleryüzle karşılar. Asla kaşlarını çatmaz, kızmaz, azarlamaz, umutsuzluk pompalamaz.

Yürütmenin başıdır ama çalışanlarına mesafe koymaz.

CEO, strateji çizer, kaynakları verimli kullanır, israfa savaş açar.

Firmanın sadece kârını değil, adını da yükseltmeye bakar. CEO'nun şahsi

itibarı kuruluşun itibarının yüzde 47 ile 49'u arasında değişir ki borsada da öyle olduğunu söylüyorlar.

CEO sadece yönetim kuruluna karşı değil, hissedarlara, çalışanlara, müşterilere, sendikalara, basına, kamuoyuna, bakanlıklara karşı da mesuldür. Takdir edersiniz ki yükü ağırdır. Elbiseyi ülke şartlarına göre biçer, dengeleri gözden kaçırmaz. Doğru zamanda, doğru yerde, doğru işler yapar.

CEO'lar umumiyetle aile şirketlerini yönetir, atadan zenginleri iş aleminin anaforlarından korurlar.

Bizdeki CEO'lar, Batıdakilerden daha politik olurlar, zira patronu ikna ve idare etmek zorundadırlar.

İyi yönetici mühendislerden mi iktisatçılardan mı çıkar?

Şimdiki idareciler hepsinden anlar, dahası hammadde, enerji, çevre, siyaset, sendika gibi konularda da bilgi edinir, insan kaynaklarını zayi etmemeye çalışırlar.

Evet, resme yukarıdan bakarlar ama odalarının kapısını da açık tutarlar.

Zamanını yönetemeyen yöneticilere.. "akşam olduğunda o günki işleri yetiştiremediğinizi görüp kendinize kızıyor musunuz?

Hep bir şeyleri yetiştirmek için koşuşturuyor, yoruluyor musunuz" diye sorun.

"Doğrusu çalışmaktan tatil yapmaya fırsat bulamadığını söyleyen yöneticileri anlamaya bile çalışmayın.

Çünkü kendi zamanını heder eden bir insan, emrindekilerden ne isteyebilir ki? Gelin beni dinleyin, işinizi asla eve götürmeyin! Siz zamanı yönetin, zaman sizi yönetmesin!"

Tahminlerimiz tutsa da, 'doğruyu bildim' diyebilir miyiz? Başarı ve servet  yolunda avantaj olarak görülen 'mantık' ve 'sağduyu'nun tesiri ne kadar?

Öyle ya da böyle CEO'lar karizmatiktirler, vizyon, misyon sahibidirler,

itimat telkin ederler, zekidirler, dikkatlidirler, problem çözerler, ilham  verirler, teşvik ederler.

Hasılı gereklidirler.

Ama bizde CEO dediğin nedir ki bizde CEO dediğin patrondur abıııııı

(Bu ara bu ceyo İngilizce siiio diye okunur değil mi abıııııı;)

Bugünlerde iflas erteleme kararları alan ve erteleme kararı alacak şirket isimleri kulaktan kulağa fısıltı gazetelerinde dolaşmakta...

İşte böyle zamanlardaki en güzel soru:iflas erteleme alan şirketlerin CEO ları patronlar mı yoksa profesyoneller mi veya CFO lar mı?????

İşte bu soruya cevap bulabilirsek ekonomi nereye gidiyor tam olarak anlayacağız..

Öyle çocuk veya torunları yurtdışında okutup hava atmak ne kadar doğru gelecek gösterecek.

Size bir sonraki yazımda CFO (Chief Financial Officer)neden gereklidir onu yazmak istiyorum.

İflas ve iflas ertelemelerde:Hukuki kararlara bağlı kalınarak neler yapılıp yapılamayacağını avukatınız değil işin uzmanı karar versin.

Saygılarımla

Mustafa Erdoğan