Her yıl mayıs ayının 10 u ile 16 sı arasında Dünya Engelliler Haftası olarak etkinlikler düzenlenir. Engelliler konusunun çok hassasiyet gerektiren bir durum olduğunu herkese hatırlatmak isterim.
Bu gün aynı bahçeyi kullandığımız Çardak Ortaokulunun Engelliler Haftası programını izledik. Beş öğrenciden oluşan bir öğrenci grubunun müzikli gösterisini izlerken bir öğrencimiz dikkatimi çekti. Öğrencimizin kulağı çalan parçada, gözü ise yanda izleyenlerin arasındaki bir kişideydi. O şahıs da çok büyük ihtimalle babasıydı.
Baba ile oğulun karşılıklı göz kontağı beni inanın çok derinden etkiledi. Çocuk sahnede iken elindeki ponponları sallıyordu ancak ne müziğin ritmine uyuyor ne de arkadaşlarını takip ediyordu. Protokol aklında dahi değildi. Babasıyla göz kontağını kurunca elleri havaya daha canlı kalkıyor, bir başka canlı sallıyordu ponponları.
Çocuk babası ile göz göze gelince öyle bir güven duygusuna sahip oluyordu ki… Gözlerinin iç gülüyordu adeta. Baba ise yandan oğluna destek olmanın gururunu yaşıyordu. İkisinin de sonsuza kadar gururlanmak hakkıydı. Çünkü en büyük engel vücudun bir bölümündeki eksiklik ya da zihinsel eksiklik değildir. Asıl engelli, engellilerimize gerekli ihtimamı göstermeyen, engellilerimize tahsisi edilmiş alanları yüzü kızarmadan işgal edebilen, insanlıktan nasibini almamış sağlam(!) insanlardır.
Engelliler haftası münasebetiyle, o zaman hepimizin birer engelli adayı olduğunu ve bu kısa dünyanın imtihan dünyası olduğunu tekrar hatırlatıyor, engellilerimizin haftasını tebrik ediyorum.