On bir ayın sultanı diye tabir ettiğimiz yardımlaşma, paylaşma ve ihtiyaç sahiplerine kucak açılan Ramazan ayına kavuşmuş bulunmaktayız. Öncelikle hepinize hayırlı Ramazanlar dileyip Bayrama ulaşmayı temenni ederek makalemize başlamak istiyoruz.

Bu açıdan başta şehrimiz olmak üzere ülke ve millet olarak Ramazan ayına has bazı geleneklerimiz mevcuttur. Öncelikle işverenler çalışanlarına ramazan hasebiyle öğle yemeği yiyemedikleri gerekçesiyle ramazan erzak kolisi veya alışveriş çekleri dağıtırlar. Bunun yanında yine çalışanlarına veya ticari ilişkide bulundukları şirketlere yönelik iftar yemekleri organize ederler. Ekonomik gücü fazla olan işverenler ise iftar yemeklerini daha kapsamlı olarak organize ederler ve bu yemeklere çalışanlar, çalışanların yakınları ile eş, dost ve halk davet edilir. Tabii bu güzel geleneklerimizin vergisel boyutu da biz meslek mensuplarını ilgilendirmektedir. Yukarıda örnek verdiğimiz ayni yardım niteliğindeki uygulamalar farklı farklı vergilendirilmektedir.

Öncelikle işverenlerin çalışanlarına yönelik vermiş olduğu iftar yemeği veya ramazan yardım kolilerini ele alalım. Bu durumda yapılan yardım ücret niteliğinde olmakta ve aynî yardım olarak değerlendirilmektedir. Eğer ki iftar yemeği veya ramazan kolisi direkt dışarıdan temin ediliyor ise fatura KDV dâhil tutar üzerinden ücret kabul edilecek ve Brüt Ücret.: Net Ücret/(1-(Gelir Vergisi Oranı + Damga Vergisi Oranı) formülü ile hesaplanarak vergilendirilecektir. KDV’nin indirim konusu yapılması mümkün değildir. Şirket kendi bünyesindeki emtialar aracılığıyla bu organizasyonu gerçekleştirmesi halinde ise alış bedelleri KDV dâhil olarak ücrete tabii olacak ve indirim konusu yaptıkları KDV’de ilave edilecektir. Ayni yardımlar SGK uygulamaları açısından prime esas kazanca dâhil edilmeyeceği için sadece muhtasar beyannamede yer verilecektir. Söz konusu uygulamanın her yıl düzenli olarak yapılması halinde ise ihbar ve kıdem tazminat hesaplamasında çıplak ücrete ilave edilecektir.

İftar yemeği organizasyonu ticari ilişkili olduğu firmalara yönelik ise Gelir Vergisi Kanunu hükümleri gereğince “Ticari kazancın elde edilmesi ve idame ettirilmesi için yapılan genel giderler” olarak değerlendirildiği için indirim konusu yapılabilmektedir. Aynı şekilde ödenen KDV’ler de indirime dâhil olmaktadır. Bunun harici gerek çalışanlar dışında gerekse de ticari ilişkili olunanlar haricinde organize edilen iftar yemekleri ve bunlara ait KDV’ler Kanunen Kabul Edilmeyen Gider niteliğinde olup matraha ilave edilmesi gerekmektedir.

Sonuç olarak maneviyatın üst seviyelerde olduğu on bir ayın sultanı Ramazan ayında yapacağınız yardım ve iftar organizasyonlarında dikkatli olmanızı önemle hatırlatmak isteriz. Bilerek veya bilmeyerek yukarıda bahsettiğimiz şekilde vergilendirilmesi gereken iftar organizasyonlarına ait masraflar bir incele anında başınızı çok ağrıtacaktır. Basit bir örnek ile çalışanlarınıza dağıtmış olduğumuz ramazan erzak kolilerini direkt gider olarak dikkate aldığınızı ve bunları aynî yardım olarak görüp vergilendirmediğinizi varsayalım. Bu hususta zaman aşımına 1 yıl kala ortaya çıksın. Aynî yardım olarak dikkate alınacak ve stopaj/damga vergisi tahakkuk ettirilecek olup bunun yanında indirim konusu yapılan KDV’de ödemeye ilave edilecektir. Bu durumda gecikme faizleri, zamları ve usulsüzlük cezaları ile hatırı sayılır meblağlara tekabül edecektir. Sizde yardım yaptığınıza bin pişman halde bunlar ile uğraşacaksınız. Bunun için naçizane sizleri bilgilendirmek ve yönlendirmek istedik, saygı ve hürmetle, hoşça kalın.

 

 Murat Sayar/S.M.Mali Müşavir

 Asist Denetim Danışmanlık S.M.Mali Müşavirlik Ltd.Şti.

www.asistdenetim.com.tr/[email protected]