Bugün 26 Eylül Türk Dil Bayramı.

Dil ise bir milletin özünü oluşturan, kendini her şekilde ifade etmesini sağlayan en büyük unsurlardan biri.

Dilimiz aynı zamanda bizi biz yapan ve milli kültürümüzü oluşturan en önemli varlığımız olduğu için, onu korumak, yabancı sözcüklerden arındırmak hepimizin ortak görevi olmalı diyorum.

Kültür denildiğinde ise, bir millete ait olan maddi ve manevi ögelerin bütünü akla gelir.  Bu  kültür unsurlarının gelecek nesillere taşınması ise yine dil ile mümkündür.

Türkçenin Türk medeniyetini kucaklayacak en güzel dil olduğunu ifade eden Atatürk, Türk dilinin zengin ve geniş bir dil olduğuna dikkat çekerken, onun yabancı dillerin boyunduruğundan kurtarılması gerektiğinin altını da her söylemiyle çizmiştir.

Unutulmamalıdır ki, aynı dile konuşmayan insanlar, ortak paydada da buluşamaz, kendisini ifade edemez ve kültürüne de sahip çıkamaz.

Konuşmasının içine, Türkçe dışında ne kadar yabancı sözcük, kelime ve cümle varsa dolduran kişiler anlatmak istediğini ne kendisi anlayabilir, ne de karşısındakilere özlü ve anlaşılır bir şekilde anlatabilir.

Zaten bunu yapan ve bununla kendini çok kültürlüymüş gibi göstermek isteyen kişiyi biraz irdelediğinizde, tam tersine içi boş bir kabuktan ibaret olduğu da görülecektir diyorum.

İnsanlar elbette yabancı dilleri de öğrenmeli ve konuşabilmeli, fakat öncelikle kendi dilini en iyi şekilde konuşup, kendisini en sade ve anlaşılır şekilde anlattıktan sonra.

Türkçenin içine yabancı dilleri karıştırmadan konuşmayı bildikten sonra.

Türkçeye sahip çıkan ve mümkün olduğunca yabancı kökenli sözcüklerden uzak durarak konuşan insanlar, aynı zamanda şiirlerinde, romanlarında, hikayelerinde, müziğinde ve sanatın her dalında başarısını da kanıtlamış insanlardır.

Diline sahip çıkamayanın, vatanına da sahip çıkamayacağı gerçeği göz önüne alındığında herkesi güzel Türkçemize sahip çıkmaya ve onu en doğru şekilde kullanmaya, Türkçe düşünüp, Türkçe konuşup, Türkçe yazmaya, davet ediyorum.

26 Eylül Türk Dil Bayramı hepimize kutlu olsun derken, sözlerimi Yusuf Yanç isimli şairimizin yazdığı anlamlı olduğu kadar etkili olan şiiriyle sonlandırıyorum.

 

ARIYORUM!

Karamanoğlu Mehmet Bey’i arıyorum

Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?

Bir ferman yayınlamıştı;

 

Bu günden sonra, divanda, dergahta, bargahta, mecliste,

meydanda Türkçe’den başka dil konuşulmaya diye,

 

Hatırlayanınız var mı?

Dolanın yurdun dört bir yanını,

Çarşıyı, pazarı, köyü, şehiri,

Fermana uyanınız var mı?

 

Nutkum tutuldu, şaşırdım, merak ettim,

Dolandığınız yerlerdeki Türkçe olmayan isimlere,

Gördüklerine, duyduklarına üzüleniniz var mı?

 

Tanıtımın demo, sunucunun spiker,

Gösteri adamının showmen, radyo sunucusunun diskjokey,

Hanım ağanın first lady olduğuna şaşıranınız var mı?

 

Dükkanın store, bakkalın market, torbasının poşet,

Mağazanın süper, hiper, gros market,

Ucuzluğun damping olduğuna kananınız var mı?

 

İlan tahtasının bilboard, sayı tabelasının skorboard,

Bilgi alışının brifing, bildirgenin deklarasyon,

Merakın, uğraşın hobby olduğuna güleniniz var mı?

 

Bırakın eli, özün bile seyrek uğradığı,

Beldelerin girişinde welcome,

Çıkışında goodbye okuyanınız var mı?

 

Korumanın, muhafızın body guard,

Sanat ve meslek pirlerinin duayen,

İtibarın, saygınlığın prestij olduğunu bileniniz var mı?

 

Sekinin, alanın platform, merkezin center,

Büyüğün mega, küçüğün mikro, sonun final,

Özlemin, hasretin nostalji olduğunu öğreneniniz var mı?

 

İş hanımızı plaza, bedestenimizi galeria,

Sergi yerlerimizi center room, show room,

Büyük şehirlerimizi mega kent diye gezeniniz var mı?

 

Yol üstü lokantamızın fast food,

Yemek çeşitlerimizin menü,

Hesabını adisyon diye ödeyeniniz var mı?

 

İki katlı evinizi dubleks, üç katlı komşu evini tripleks,

Köşklerimizi villa, eşiğimizi antre,

Bahçe çiçeklerini flora diye koklayanınız var mı?

 

Sevimlinin sempatik, sevimsizin antipatik,

Vurguncunun spekülatör, eşkiyanın mafya,

Desteğe, bilemediniz koltuk çıkmaya sponsorluk diyeniniz var mı?

 

Mesireyi, kır gezisini picnic,

Bilgisayarı computer, hava yastığını air bag,

Eh pek olasıcalar, oluru, pekalayı okey diye konuşanınız var mı?

 

Çarpıcı, önemli haberler flash haber,

Yaşa, varol sevinçleri oley oley,

Yıldızları star diye seyredeniniz var mı?

 

Vırvırık dağının tepesindeki köyde,

Cafe shop levhasının altında,

Acının da acısı kahve içeniniz var mı?

 

Toprağımızı, bayrağımızı, inancımızı çaldırmayalım derken,

Dilimizin çalındığını, talan edildiğini,

Özün el diline özendiğine içiniz yananınız var mı?

 

Masallarımızı, tekerlemelerimizi, atasözlerimizi unuttuk,

Şarkılarımızı, türkülerimizi, ninnilerimizi kaybettik,

Türkçemiz elden gidiyor, dizini döveniniz var mı?

 

Karamanoğlu Mehmet Bey’i arıyorum,

Göreniniz, bileniniz, duyanınız var mı?

Bir ferman yayınlamıştı

Hayal meyal hatırlayıp da, sahip çıkanınız var mı?

 

Yusuf YANÇ