Bosna Hersek hakkındaki birinci yazıda, bu yürek ülkesinin tarihi ve kültürel bağlarıyla Türk Toplumu için çok önemli olduğunu anlattım. Bosna Hersek, yakın zamanda büyük bir çatışmanın içinden çıktı ve bu travmanın etkilerini henüz atlatamadı.

 

Bosna’nın bu günkü yönetimi, Sırp Cumhuriyeti ve Bosna Hersek Federasyonu adı altında iki ayrı kesimden teşkil edilmiştir. Federasyon kısmında on kanton, kendi içinde özerk durumdadır. Her bir kantonda meclisleri, bakanlıkları mevcuttur.

 

Özetle; nüfusu 4,5 milyon olan ülkede yaklaşık 350 bakan ve yaklaşık 5 000 milletvekili görev yapmaktadır. Ancak herhangi bir milli eğitim bakanı bulunmadığından her bir okul müdürü kendine göre bir eğitim sistemiyle çalışmaktadır.

 

Bosna-Hersek Cumhurbaşkanlığı, Bosna-Hersek’in en yüksek siyasi makamıdır. Dayton Anlaşması‘na göre üç etnik grubun temsil edildiği, dört yıllığına seçilmiş üç üyenin 10 aylık dönemlerle başkan oldukları bir idare sistemidir. Ülkedeki en büyük üç etnik grup olan Boşnaklar, Sırplar ve Hırvatlar kendi aralarında yaptıkları seçimlerle Cumhurbaşkanlığı Konseyi üyelerini belirlerler.

 

Yine Dayton Anlaşmasına göre Birleşmiş Milletler tarafından atanan Yüksek Temsilcilik asıl karar organıdır. Çünkü bütün etnik grupların temsilcileri birbirini kollarlar, ülke yararı gözetilmeksizin karşı tarafın evet dediğine hayır demek suretiyle çözümsüzlük üretilir ve yüksek temsilci karar verir. Bu makamdaki kişi, seçilmiş cumhurbaşkanını görevden alma yetkisine sahiptir.

 

Nasıl olsa projelerini geçiremeyecek olan seçimle gelmiş sözde yetkililer, sadece bir sonraki seçimde oy toplamak üzere hareket etmektedirler. Bu nedenle sürekli olarak etnik sürtüşmeleri körükleyip temsil ettiği topluluğun arkalarında saf tutmalarını sağlamaya çalışırlar. Bu sayede toplumlar arasındaki fay hatları iyice derinleşir ve ayrışır.

 

Değerli okurlar, güzel ülkedeki Bosna Toplumu, federasyon denilen ucube yönetim sisteminin kucağında, ortak amaca yönelmiş topluluk olmaktan iyice uzaklaşmaktadır. Bu kopuş yine sancılı olma potansiyeline sahiptir.

 

Adı üstünde yürek ülkesi Bosna Hersek, federasyon adı verilmiş vesayet sisteminin bütün sakıncalarını barındırmakta ve bize kötü yönetim örneğini sergilemektedir. Boşnak Gençler, eğlence merkezlerinde gerçeği görme fırsatından uzakta yaşam sürmektedirler.

 

Bosna Hersek örneğinden baktığımız etnik temelli federasyonlar, hiçbir ülkede birlik ve beraberlik üretmemiş aksine insanları birbirinden koparmıştır.

 

Federasyon, toplumları kopmaya götüren bir virüstür, birlik sağlamaz. Özellikle vahdet inancıyla büyüyen Türklerin yaşadığı coğrafya’da kopmalar kan ve gözyaşı demektir. Ne Kıbrıs’ta ne de Anadolu’da yaşayanların kimyası Bosna’daki örnekte bütün sakıncaları gözlemlenen federatif sistemlerle uyumlu değildir.

 

Aklımızın ucundan dahi geçirmemeliyiz.