Son yıllarda ülkemizin içinde bulunduğu coğrafyanın ne derece büyük bir ateş çemberi içerisinde olduğunu görmeyenimiz yoktur herhalde. Amerika devletinin ırak müdahalesi ile başlayan; tüm orta doğuyu, hatta Afrika’yı kasıp kavuran şiddet sarmalı, kan ve gözyaşı Müslüman katli artarak devam etmekte. Duracak diyebilen de yok.

Uluslar arası toplum maalesef orta doğudaki Müslüman kanı üzerinden yapmağa başlamışlar tüm hesaplarını. Bu nasıl bir hesaptır ki yüz binler hayatını kaybetmiş, bir o kadarı yurdunu terk etmiş, göçmen durumuna düşmüş ege ve Ak denizin serin sularında canlarını veriyorlar, ülkemizin dışında uygar(!)batı ülkelerinin sesi çıkmaz olmuş. Birkaç yüz göçmen alacağım diye beyanat verenler kılı kırk yarıyor, kriterleri doğrultusunda seçim yapma alçaklığını yapabiliyor. Medeni(!) Avrupa da göçmen sorununu çözmüş Avrupa  fatihi gibi karşılanıyor.

Bu nasıl bir körlüktür Allah aşkına? Bizdeki iki buçuk milyon göçmeni biz seçtik mi? Ölümden kaçtılar, açtık kapımızı. Henüz karıştıramadıkları Halep bölgesinde ise yerinde destek olabilmek açısından kendi yurtlarında destek oluyorduk. Yardım koridoru şer ittifakının dikkatini çekti ve anında Rus ve Suriye uçaklarının bombardımanı başladı. Sonuçta Halep bağlantımız koptu. Hal böyle olunca da insanlar tekrar akına başladı sınırımıza doğru.

Birleşmiş Milletlerin Suriye sorununa bir gram bulabildiği bir çözüm yokken anında açıklama geldi. Türkiye sınırlarını mültecilere açmalıdır. Bak sen  Birleşmiş Milletlerin çözümüne...  Yüz binlerce mültecinin sınıra akın etmesine sebep  olan Rus ve Suriye bombardımanının bitmesi için beyanat duydunuz mu? Varil bombaları ile ölen bebeklerin, bayanların, ihtiyarların hesabını soracağız diye bir beyanat duyanımız var mı?

Allahım bizim aklımıza ne olur mukayyet ol.  Adam akşam dükkanını kapatmış gitmiş evine. Gece yarılarında hırsızlar dükkanı bir güzel soymuş. Ertesi gün geldiğinde ne görsün dükkan soyulmuş.  Çevresine toplanan insanlar başlamışlar ders vermeğe:

---Sen bu dükkana kepenk yaptırsaydın bu başına gelmezdi.

---Güvenlik kameraları taksaydın bu başına gelmezdi.

---Alarm taktırsan bu başına gelmezdi.

Adam hepsine hak veriyor, çok doğru söylüyorsunuz ağabeycim diyor ama hırsızın hiç mi suçu yok Allah aşkına...

Uzun lafın kısası, Suriye gibi Cennet ülkeyi bu hale getiren Yönetimin, Uluslararası destekçilerinin, yüzümüze gülüp stratejik ortak diye diye arkamızdan kuyumuzu kazarak Suriye batağına bizi çekmeğe çalışan ABD nin, üç mülteci aldık diye böbürlenerek dolaşanların diyarı AB nin sorumluluğunu hiç hatırlatmayın,  Türkiye’ye sorumluluğunu hatırlatın ve kapınızı açın deyin. Merak etmeyin biz iki buçuk milyonun yanında birkaç yüz bine de kapımızı da açarız, soframızı da. Bunu siz dediğiniz için de yapmayız. Allah sizi bildiği gibi etsin.