Son yıllarda tüm kentlerde olduğu gibi ilimizde de sürekli artış gösteren dev süpermarket ve hipermarketler, emeğiyle geçinmeye çalışan küçük esnaf ve üreticiyi nefes aldırmaz hale getirdi.
Toplumun bireyleri olarak, küçük esnafın yanında yer almamız gerektiğinin bilincinde olsak bile, iş onlara destek olmaya geldiğinde ne yazık ki yine market ve hipermarketlerden vazgeçemez hale gelmişiz..
Çevremizdeki semt pazarlarına gelen emekçi üretici, taze ve günlük sebze ve meyveleri halka sunarak evine üç beş kuruş götürebilme çabasında olduğu halde görmezden gelmeye devam ediyoruz.
Marketlerdeki pörsümüş meyve ve sebzelerin fiyatını, ne olursa olsun sesimizi çıkarmadan öderken, iş pazarlarda kendi yerli, el emeği ve taze ürününü satmaya gelen küçük esnafa gelince birden cimrilik damarlarımız kabarıyor.
Soğukta, sıcakta ekmek parası için saatlerce tezgahının başında bekleyen yaşlı ve yorgun insanlarla çatır çatır pazarlık yaparak ürününü mümkün olduğunca ucuza kapatmaya çalışıyoruz.
Ülkemin acı ama gerçek bir durumu..
….. “Bir zamanlar tanıdığım yaşlı bir teyze vardı ve onun kendi el emeğiyle yaptığı yoğurt ve peynirler dışında hiçbir geliri yoktu. Bin bir emekle hazırladığı taze yoğurt ve peynirleri pazara çıkarıp satarak, elde ettiği üç beş kuruşla geçinmeye çalışıyordu..
Yaşlıydı, yorgundu, fakat ayakta kalması için başka bir şansı da yoktu..
Bir gün yine, çevre ilçelerden birinde kurulan pazara ürünlerini götürüp satmak için, sabahın kör karanlığında yola çıktı ve yolda o ilçeye gidecek minibüsleri beklemeye başladı.
Önündeki bakraç ve kaplarda ise yoğurt ve peynirleri vardı.
Yaşlı teyzeyi hiçbir minibüs ve otobüs şoförü almadı aracına..
Elini kaldırıp araçları durdurma çabaları boşa gitti..Hepsi de önünden gaza basıp arkalarında toz duman bırakarak ortadan kaybolup gittiler.. Daha gün bile doğru düzgün ağarmamışken, yaşlı teyze yoldan gelen bir minibüs daha gördü ve son bir umut elini bir kez daha kaldırdı..Durup kendisini de alması için..
Minibüs teyzenin önünde durdu durmasına ama, şoför camdan başını uzatıp teyzenin yoğurt ve peynir kaplarını görünce “---Oooo teyze kusura bakma, senin yükün de çokmuş..Yerimiz yok seni alamayız” dedi..Oysa teyzeciğin üç beş bakracından başka bir şeyi yoktu ki...
Ardından o da gaza bastığı gibi yol almaya başlarken, teyzenin gözlerinden çaresizlik ve keder yaşları akmaya başladı..Ellerini gökyüzüne kaldırarak “----Allah’ım sana sığınıyorum. Ne olur gör halimi..Beni bir başıma buralarda bırakma” diye dua etmeye ve gözlerinden iplik iplik yaşlar dökmeyi sürdürdü..
O esnada yanından gazlayıp giden son araç, yüz metre ilerde birden durdu..
Araç hareket etmiyordu. Şoför minibüsün sağını solunu kurcaladı, her yerine baktı ama bir sorun göremedi.. Buna rağmen araç bir türlü hareket etmiyordu. Sonunda yolcular da aşağıya inip hep birlikte aracı hareket etmesi için itmeye, şoför ise gaza basmaya devam etti.
İçlerinden bir tanesi şoföre dönerek “----Oğlum, keşke o yaşlı teyzeyi orada bir başına bırakmasaydık. Kuş kadar bir şey zaten..Üstelik araçta yerimizde vardı” deyince, hepsini derin bir pişmanlık sardı..
Sonra şoför bir kez daha aracını hareket ettirmek için gaza yüklenince araç çalıştı ve şoför hiç sesini çıkarmadan, yaşlı pazarcı teyzenin bulunduğu yere döndü..Tam önünde durdu. İçindeki yolcular da indi aşağıya ve hep birlikte yaşlı teyzenin bakraçlarını ve kendisini yukarıya çektiler ve araçta hiçbir hasar oluşmadan Pazar yerine ulaştılar..
Yaşlı teyze Pazar yerine ulaştığında, elleriyle hazırladığı peynir ve yoğurtları serdi önüne ve kazanacağı iki kuruş ile müşteri beklemeye başladı. Hava kurşun gibi ayazdı ve üstünde incecik bir ceketi vardı..Kazanacağı iki kuruşla hayatını sürdürme mücadelesi verecekti..
O benim anne anne annemdi!..
Bu şekilde mücadele veren emekçilerimiz ile, iki kuruş için pazarlık etmekten vazgeçelim ve bir an kendimizi onların yerine koyalım diyorum. Marketten alışveriş edebilirsiniz fakat, en azından Pazar yerlerinde soğuk ve sıcakta ekmek parası için didinen emekçiyi görmezden gelmeyin..
Hiç olmazsa meyve sebzenizi, yoğurt ve peynirinizi alın onlardan..
Markete gözünüzü kırpmadan, fiyatını indirme şansı olmadan ödediğiniz paraların bir kısmını olsun onlar kazansa, hem onlar evine iki kuruş götürme şansına kavuşacak, hem de sizler vicdanen daha huzurlu olacaksınız diyorum..Benden söylemesi..
Sağlıcakla kalın..